9 Şubat 2012 Perşembe

Yavru kuzuncuk

Bir ses duyuyorum, güzel, naif bir ses. Deli gibi çalışıyorum, hep çalışıyorum. Çalışırken kendimi unutuyorum. Kendimi öyle unutuyorum ki Benjamin Button'a dönüyorum sanki. Giderek küçülüyor, bebekliğime dönüyorum. Annem bu yüzden  hep etrafımda. Şemsiyemi buluyor, kahvemin sütünü ayarlıyor, sabah uyanır uyanmaz ilacımı ağzıma tıkıyor. Giderek küçülüyorum, savunmasızım. Annem beni hep koruyor. Aylardır evden çıkmadım doğru dürüst, her dakika onunlayım.


Şubat ayı en sevdiğim ay, diye düşünüyorum. Kış, güzellik, kar. Battaniye, soğukta sıcaklık, sevgi.
''Herkes bıksa benden, annem bana doymaz''
Onsuz ne yaparım bilmiyorum. Onun gözünde hala savunmasız bir kız çocuğuyum. O kadar kuvvetli ki hisleri, onun gözleri benim gözlerim artık. Ben doğarken bağın kopması gerekmez miydi? Kopmamış.
Bu kadar bağlıyız, çünkü birkaç ay sonra ayrılacağız... Birkaç ay sonra... O yüzden hiç olmadığımız kadar iç içeyiz. Her anın tadını çıkarmak ister gibi, her saniyenin nabzını tutmak ister gibi. 


Bi' tek annem olsun, bana bi şey olmaz.


Not: Yavru kuzuncuk nedir, yazar kendisi de bilmiyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder